21 Eylül 2014 Pazar

"Hayat zor değil, zor olan sensin.."

"Hayat zor değil, zor olan sensin.." September 21, 2014 at 10:08PM

Kadın, hayattır; yaşayabilene... [Emre Tuncer]

Kadın, hayattır; yaşayabilene... [Emre Tuncer] September 21, 2014 at 08:13PM

14 Eylül 2014 Pazar

Dışişleri Bakanlığı: ''Arap Turist patlaması, Avrupa Birliği vizyonumuzun bir parçası...''

Dışişleri Bakanlığı: ''Arap Turist patlaması, Avrupa Birliği vizyonumuzun bir parçası...''


Dışişleri Bakanlığı, Arap ülkelerinden gelen turist sayısında yaşanan patlamayı bu sabah yaptığı bir açıklamayla aydınlığa kavuşturdu. Yaşanan patlamanın, Türkiye'nin AB vizyonu çerçevesine uzun süredir yürütülen bir çalışmanın sonucu olduğu belirtilen açıklamada, "Amacımız kontrast yaratarak hem Avrupalı dostlarımıza, hem de kendi vatandaşlarımıza Türkiye'nin aslında ne kadar Batılı bir ülke olduğunu göstermekti. Bir nebze başarılı olduğumuzu da düşünüyoruz." ifadeleri yer aldı.


"Yeni bir yaklaşım şarttı"


Bu yaz Arap dünyasından Türkiye’ye gelen turist sayısında yaşanan patlama konusunda beklenen açıklama, sonunda Dışişleri Bakanlığı'ndan geldi. "Yıllardır Türkiye'nin aslında Batılı bir ülke olduğunu anlatmak için söylemediğimiz laf, girmediğimiz şekil kalmadı ama adamları bir türlü ikna edemedik. Ülkeye turist olarak geleni de halıdan kilimden, çanak çömlekten başını kaldırıp etrafa bakmaya zahmet etmedi." denilen açıklamada, son çare olarak ülkeye Arap turist çekerek aradaki farkı belirgin bir şekilde gösterme stratejisinden medet umulduğu belirtilirken, AB Komisyonu'nun da bu farkı artık görmesi temennisine bulunuldu.


"Stratejik ve sistemli çalışma başarıyı getirdi"


Arap turistleri ülkeye çekmek için dizi ihracatından ayda bir kere İsrail'i lanetlemeye kadar çok çeşitli taktiklere başvurulduğunu ifade eden Bakanlık Müsteşarı Nihat Özerman, "Gerçekten Bakanlık olarak çok uğraştık ama değdi. Şu an ülke silme Arap turist kaynıyor." diyerek Avrupa Birliği Komisyonuna seslendi: "Lütfen elinizi vicdanınıza koyup söyleyin, yan yana durunca bunlarla biz bir miyiz? Bizim bariz bir şekilde daha Batılı olduğumuz görülmüyor mu?"


Geçmiş yıllarda yoğun olarak gelen Batılı turistler nedeniyle ülkenin göreceli olarak Doğulu ve geri kalmış gibi göründüğünü söyleyen Özerman, açıklamalarına şöyle devam etti: "Bir Fransızla, bir Hollandalıyla yan yana durunca doğal olarak vatandaşlarımızın da morali bozuluyordu. Adam gelmiş iki metre boyuyla, yanında öyle kavruk yavrusu gibi kalıyorsun. Yani tabii ki kasten yapmadıklarını biliyoruz ama, yine de bir yerde sürekli Batılı olmadığımızı yüzümüze vurmuş gibi oluyor. Şimdi Araplar gelince vatandaşımıza da bir kendine güven geldi. Onlara bakınca hepsi kendilerini neredeyse gerçek birer Batılı gibi hissetmeye başladılar."


"Gevşemenin zamanı değil"


Bugünlerde sıkça duyulmaya başlayan, "Bunlar da her yerde", "Yine doluşmuşlar, kalkın başka yere gidelim", "Burası kokuyor mu?" gibi söylemlerin de vatandaşlardaki bilinçlenmenin bir emaresi olarak görülmesi gerektiğini belirten Özerman, halkımızın içinde bulunduğu bu haz ve esrime halinin rehavete dönüşmemesi gerektiğinin de üzerinde durdu.


"Halen yurdumuzda bulunan Batılılara, aslında Araplara ne kadar da benzemediğimizin kanıtlanması için çok önemli bir fırsat yakaladığımız şu günlerde, her vatandaşımızın bu konuda üzerine düşeni en iyi şekilde yapacağından kurum olarak şüphemiz yoktur" sözleriyle halka önemli mesajlar veren Bakanlık Müsteşarı, açıklamasını sona erdirirken, çok koyu tenli vatandaşlarımızı fazla ortada dolaşmamaları ve kalabalık gruplar halinde alışveriş ederek yanlış izlenimler uyandırmamaları konusunda uyarmayı da ihmal etmedi.



13 Eylül 2014 Cumartesi

Çöp poşetlerini bağlarken çok sıkmayın , onları çözmeye çalışan minik eller var.

Çöp poşetlerini bağlarken çok sıkmayın , onları çözmeye çalışan minik eller var. September 13, 2014 at 10:42PM

Yoksa sen de mi uyudun, ey gece? Jul

Yoksa sen de mi uyudun, ey gece? Jul September 13, 2014 at 08:48PM

Gecenin bu vakti olmuş, halen uykusuzluk ve yalnızlıkla boğuşuyorsun. O vakit bir selam ver. Belki de yankı bulur ve karanlık kaybolur...

Gecenin bu vakti olmuş, halen uykusuzluk ve yalnızlıkla boğuşuyorsun. O vakit bir selam ver. Belki de yankı bulur ve karanlık kaybolur... September 13, 2014 at 06:51PM

"Şimdi benim son diye bitirdiğime, kimbilir kimler ilk diye başlayacak

"Şimdi benim son diye bitirdiğime, kimbilir kimler ilk diye başlayacak September 13, 2014 at 04:53PM

12 Eylül 2014 Cuma

Birini sevdiğin zaman, onu her şeyiyle kabullenirsin. http://t.co/cr7g4XNl2N

Birini sevdiğin zaman, onu her şeyiyle kabullenirsin. http://t.co/cr7g4XNl2N September 12, 2014 at 02:10PM

7 Eylül 2014 Pazar

Sırf Tecrübe Kazanmak İçin Karın Tokluğuna Çalışan Genç Mühendis, Şirketteki 4.Yılında Deneyimli Bir Kurye Olma Yolunda İlerliyor

Sırf Tecrübe Kazanmak İçin Karın Tokluğuna Çalışan Genç Mühendis, Şirketteki 4.Yılında Deneyimli Bir Kurye Olma Yolunda İlerliyor


2006 yılında Sakarya Üniversitesi Endsütri Mühendisliği bölümünden mezun olan Sercan Güler, iş hayatında geçirdiği 4. senesini dün düzenlediği bir basın toplantısıyla kutladı. Biraz tecrübe kazanmak ve CV'sini dolu göstermek için karın tokluğuna işe başladığı Metablok A.Ş.'de işlerin pek öyle beklediği gibi gitmediğini belirten Güler, "Kalite kontrol mühendisi olarak adım attığım bu şirket aradan geçen 4 yılda bana çok şeyler kazandırdı. Ha, o 4 yılın ardından şu an tek yaptığım numuneleri alıp müşterilere dağıtmak ama saha tecrübesi de öyle kolay kazanılan bir şey değil..." sözleriyle anlattı kariyer öyküsünü.


Binlerce adayın arasından sıyrıldı


Mezuniyetinin ardından 4 ay kadar süren bir iş arama sürecine giren Güler, kariyere başlangıç yaptığı günleri şöyle özetledi:


"Aslında bana kalsa en başta askerliği aradan çıkartacaktım ama çevremdekilerin 'Askerden önce biraz iş tecrüben olursa dönüşte çok rahat iş bulursun' tavsiyeleri aklımı çeldi. Tam da o sırada Metablok A.Ş'nin kalite kontrol mühendisliği için verdiği ilana denk gelmem, benim için büyük bir şans oldu. Açıkçası pozisyona yüzlerce kişi başvurduğundan öyle çok da umudum yoktu ancak sonra gerek okuldaki yüksek not ortalamam, gerek ilk 6 aylık deneme sürecinde sadece yol parasına çalışmayı kabul eden 4 adaydan biri olmam, gerekse de şirketin genel müdür yardımcısının babamın hemşerisi çıkması sayesinde diğerlerinin arasından sıyrılmayı başardım."


İşe kabul edildiği günü unutamıyor


6 ay boyunca sıfır maaş karşılığında, haftada 6 gün, günde 12 saat çalışmasının işverenleri oldukça etkilediğini vurgulayan Güler, bu sayede ayda 700 TL maaşla kalite kontrol mühendisi olarak işe başlamaya hak kazandığı günü ise hala unutamıyor. Genç mühendis, "Müjdeyi anneme verdiğimde telefonun diğer ucunda gözyaşlarını tutamadı kadıncağız. Babamın da adağı varmış, hemen ertesi gün bir koç kestirdi." derken "Eee, kolay değil tabii. Onca sene türlü fedakarlıklarla yetiştirdiğiniz, dershanesiydi, üniversite masrafıydı derken eğitimine aşağı yukarı bir ev parası harcadığınız evladınızın bir yerlere geldiğini görmek. Ne diyim, Allah her anne babaya nasip etsin." sözleriyle adeta o günlere tekrar dönüyor.


"Müdür Bey'in üzerimde çok emeği var"


O sıralar maaşının kendisine de biraz düşük geldiğini itiraf eden Güler, "Baktım sadece bana değil, etrafımdakilere de düşük geliyor maaşım, 3-5 aylık bir tereddütün ardından cesaretimi toplayıp, konuyu müdürüm İrfan Bey'e açtım. Kendisi beni sessizce dinledikten sonra 'Sercan sen şimdi parayı ne yapacaksın. Genç bekar adamsın. Hem bu işi bir nevi tecrübe olarak düşün. Paraya takılma sen. Ayrıca elimde 500 tane CV var. Keyfin bilir.' diyerek oldukça ikna edici bir konuşma yaptı. Bugün bu sektörde bir yerlere geldiysem ya da en azından hala bir işim varsa İrfan Bey'nin bende çok emeği vardır..." diyerek, müdürüne olan vefa borcunu dile getirdi.


Krizden terfi alarak çıktı


Güler, aradan geçen sürede ekonomik krizlerin ve daha fazla işi daha az insana yaptırarak karı artırma politikalarının etkisiyle şirkette yaşanan küçülmeyi de kendisi için bir fırsata dönüştürmeyi başararak yerini iyice sağlamlaştırmış. Hırsı, çalışkanlığı ve mutlak itaatiyle üst yönetimin de dikkatini çeken genç mühendisin daha fazla sorumluluk alması konusunda karar alan yöneticiler, aktarma departmanındaki 3 kişiyi işten çıkararak kendisini bu bölüme müdür olarak atarlarken, Sercan Güler, şirketteki ilk terfisini aldığı o dönemi şöyle anlatıyor:


"Bir terfi mutlaka bekliyordum. Aktarma sorumluluğu, saha tecrübesi olması açısından önemli bir basamak. Zaten genel müdür, kendisininde aktarmadan bu noktalara geldiğini bana bizzat söyledi. Yalnız bu mevkide daha düşük ücretle daha fazla çalışıldığı belirtildi. Zaten aldığım para pek matah bir şey olmadığından '3 eksik 5 fazla ne farkeder' diyerek teklifi hiç düşünmeden kabul ettim..."


Büyük bir azimle yeni görevine başladı


Aktarmadaki ilk günlerinde, genel merkezdeki rahat çalışma ortamını pek bulamayan Güler, "1 yıl gibi kısa bir sürede departman müdürü olmak gerçekten gurur verici bir başarıydı. CV'm şimdiden göz kamaştırmaya başlamıştı ama açıkçası o departmanda benden başka çalışan olmadığını öğrendiğimde biraz hayal kırıklığına uğramadım değil" derken, yine de işin inceliklerini öğrenmek için yeni görevine büyük bir azim ve kararlılıkla başladığını kaydetti.


Hem personel eksikliği, hem de operasyonun her anında bulunmasının kendisine faydalı olacağını düşündüğü için yeni görevine dağıtımlara giderek adım attığını ifade eden genç mühendis, bunun da sahada görev yapabilen, takım çalışmasına yatkın ve gerektiğinde insiyatif alabilen kişiliğinin bir ispatı olduğunu iddia etti.


Geleceğe umutla bakıyor


Ancak daha sonraki gelişmelerin, kendisinin hiç de beklemediği şekilde ilerlediğini de sözlerine ekleyen Güler, "Genel müdürümüzün soğuktan korusun diye verdiği şeyin kurye üniforması olduğuna başta dikkat etmemişim. Ardından baktım, çok geçmeden altıma bir de motor çektiler. Öyle böyle derken, bir gün bi farkettim, bildiğin kurye olmuşum..." sözleriyle yaşadığı aydınlanmayı gözler önüne serdi.


Her şeye karşın sürekli olarak kendisini geliştirdiğinin ve kariyerinde emin adımlarla ilerlediğinin altını çizen Güler, zamanla daha iyi yerlere geleceğine olan umudunu hala yitirmediğini belirtmesinin ardından şirketteki arkadaşlarının iddaa kuponlarını yatırmak üzere motoruyla gözlerden uzaklaştı.



6 Eylül 2014 Cumartesi

"Çocuksuz Hat" Uygulamasıyla Tartışmalara Neden Olan Yekunoğlu Turizm, Gördüğü İlgiden Memnun

"Çocuksuz Hat" Uygulamasıyla Tartışmalara Neden Olan Yekunoğlu Turizm, Gördüğü İlgiden Memnun


Otobüste durmadan ağlayan çocuk problemine getirdiği iddialı çözümle dikkatleri üzerine çeken Yekunoğlu Turizm'in "Çocuksuz Hat" uygulaması vatandaşlardan yoğun ilgi görüyor. 3 yaş altı çocukların kesinlikle alınmadığı çocuksuz seferlerde, 3-9 yaş arası çocukların da ancak ilaçla uyutulduktan sonra bagajda yolculuk etmelerine izin veriliyor.


Kamuoyuna "Çocuksuz Hat - Kafam Rahat" sloganıyla tanıtılan yeni uygulamaya göre, standart seferlerden ayrı olarak düzenlenecek olan Çocuksuz Hat otobüslerinde belirli bir yaş grubu için oldukça katı kurallar geçerli. 3 yaşından küçük çocukların kesinlikle kabul edilmediği seferlerde, 9 yaş ve altındaki çocuklar ise, yolculuk öncesi uzman bir hekim tarafından ilaçla sakinleştirildikten sonra, uygun bir kap ya da kafes içerisinde muhafaza edilmek şartıyla bagaj bölümlerinde seyahat edebiliyorlar.


Kamuoyu ikiye bölündü


Açıklandığı andan itibaren olumlu ve olumsuz pek çok tepki alan uygulama, ülkeyi adeta ikiye böldü. Özellikle genç kesim, bu yeniliğin otobüs yolculuklarında temel bir insani hak olan asgari konfor koşullarını mümkün hale getirdiğini ifade ederken, çocuklu aileler ise uygulamaya şiddetle karşı çıkıyorlar.


Yıllardır seyahatlerinde Yekunoğlu Turizm'i tercih ettiğini söyleyen Mahir Güncel(34), "Benim evladım kedi mi? Benim çocuğum valiz mi? Niçin bagajda yolculuk edecekmiş? Hadi ilaçla uyutulmasına neyse, ses çıkarmıyorum. O benim de aklıma geliyordu zaten. Tam olarak ilaç değil de, birkaç defa uzun yola çıkmadan önce kendi elimle rakı içirmişliğim bile var. Ama bagaj olayı çok yanlış. Üstelik bir de çocuk için ayrı bagaj parası istiyorlar. Ayıptır..." sözleriyle uygulamaya olan isyanını dile getirirken, yolculuk biteli birkaç gün olmasına rağmen hala çocuklarını uyandıramadıklarını iddia eden bazı aileler de firmayı mahkemeye vermekle tehdit ediyorlar.


"Tepkiler maksatlı"


Şirketin sahibi Ali Ekber Yekunoğlu ise bu sabah yaptığı bir açıklamayla bedeli ne olursa olsun uygulamanın sonuna kadar arkasında olduklarını söyleyerek, kesinlikle geri adım atmayacaklarını net bir şekilde ortaya koydu. Çocuk ağlamasının özellikle karayolu taşımacılığının yıllardır kangren haline gelmiş sorunlarından biri olduğunu belirten Yekunoğlu "Uygulamayı başlattığımız günden itibaren çocuksuz hat biletlerimiz adeta yok satıyor. Gösterilen tepkilere anlam vermekte gerçekten güçlük çekiyoruz. Uygulamanın isminin ÇocuksuzHat olması mı sorun, tam olarak sorun nedir anlayabilmiş değiliz. Yani kaldı ki çoluklu çocuklu cümbür cemaat, panayır gibi klasik seferlerimiz de halen sürüyor; neye bu kadar kızdılar gerçekten bizler için bir muamma. Kimseyi zorla otobüse bindiren yok. Havayolu ve demiryolu taşımacılığıyla rekabet edebilmek için bulduğumuz bu çözüm belli ki birilerinin hoşuna gitmemiş. Bir yerlerden düğmeye basılmış..." sözleriyle, tepkileri maksatlı ve abartılı bulduğunu dile getirdi.


%95'lere varan başarı oranı


Uygulamanın ilk zamanlarında bazı güçlükler yaşandığını açık yüreklilikle kabul eden Ali Ekber Yekünoğlu, "Doğrudur, ilk başlarda hem bagaj havalandırmasındaki yetersizlikten, hem de çocuklara verilen ilaç dozunu tam ayarlayamamaktan kaynaklanan bazı ufak sorunlar oldu ama hatalarımızdan dersler çıkararak her geçen gün daha iyiye gidiyoruz." derken, şu an itibariyle çocukları sağ salim varacakları yere ulaştırmada %90-95'lara varan bir başarı oranı yakaladıklarını da gururla sözlerine ekledi.



2 Eylül 2014 Salı

Sana yalan söyleyeni, hayatında tutmayacaksın. Çünkü, kendisi ayrı bir yük, yalanları ayrı. Demem o ki, sizin yollar ayrılmalı...

Sana yalan söyleyeni, hayatında tutmayacaksın. Çünkü, kendisi ayrı bir yük, yalanları ayrı. Demem o ki, sizin yollar ayrılmalı... September 03, 2014 at 03:18AM

Bazen susmak daha iyidir. Sizin sözlerinizi hak etmeyecek insanlar var.

Bazen susmak daha iyidir. Sizin sözlerinizi hak etmeyecek insanlar var. September 03, 2014 at 01:26AM

Bencillik yüzünden mahvoluyor mutluluklar...

Bencillik yüzünden mahvoluyor mutluluklar... September 02, 2014 at 11:27PM

Sevdiğim kadar sarılabilseydim, kemikleri kırılmıştı.

Sevdiğim kadar sarılabilseydim, kemikleri kırılmıştı. September 02, 2014 at 09:34PM

Sigara ve içkinin önüne geçmenin en güzel yolu zam.. Lakin zenginlerde işe yaramıyor lanet olsun..

Sigara ve içkinin önüne geçmenin en güzel yolu zam.. Lakin zenginlerde işe yaramıyor lanet olsun.. September 02, 2014 at 07:38PM

İyi arkadaşlar elmas gibidirler, kıymetli ve nadir. Sahte arkadaşlar yerdeki yaprak gibidirler, her yerde bulabilrsin.

İyi arkadaşlar elmas gibidirler, kıymetli ve nadir. Sahte arkadaşlar yerdeki yaprak gibidirler, her yerde bulabilrsin. September 02, 2014 at 05:37PM

''Kariyer yapmak harika, ama soğuk gecelerde kariyerinize sarılıp yatamazsınız.''

''Kariyer yapmak harika, ama soğuk gecelerde kariyerinize sarılıp yatamazsınız.'' September 02, 2014 at 03:42PM

kredi kartında 2 bın tl limit var bankanızı arayın diyor.. ne oluyor meğer banka çok özlemiş sesimi duymak istemiş :)

kredi kartında 2 bın tl limit var bankanızı arayın diyor.. ne oluyor meğer banka çok özlemiş sesimi duymak istemiş :) September 02, 2014 at 01:41PM

"Çok sevdiğin ama geri döndüremeyeceğin kişilerin en kötü yanı; onları her hatırladığında, seni tekrar tekrar terk etmeleridir.."

"Çok sevdiğin ama geri döndüremeyeceğin kişilerin en kötü yanı; onları her hatırladığında, seni tekrar tekrar terk etmeleridir.." September 02, 2014 at 11:47AM

Herkese yalan söyleyebilirsin ama kendine asla. Boşuna kendini kandırmaya çalışma... Neysen o! Aug

Herkese yalan söyleyebilirsin ama kendine asla. Boşuna kendini kandırmaya çalışma... Neysen o! Aug September 02, 2014 at 09:56AM

1 Eylül 2014 Pazartesi

Dost hatırlanmaz genelde; ancak işin düşdüğünde muhakkak aranır..

Dost hatırlanmaz genelde; ancak işin düşdüğünde muhakkak aranır.. September 02, 2014 at 08:02AM

Birlikte olmayı haketmeyen milyonlarca insan yan yanayken, ben neden hala senden ayrı nefes alıyorum? [City of Angels (1998)]

Birlikte olmayı haketmeyen milyonlarca insan yan yanayken, ben neden hala senden ayrı nefes alıyorum? [City of Angels (1998)] September 02, 2014 at 06:09AM
 
© Copyright 2035 akeron
Theme by Yusuf Fikri